Türkiye geniş anlamda yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip olup ve bu yenilenebilir enerji kaynaklarının başında rüzgar enerjisi gelmektedir. Rüzgardan elde edilebilecek güç rüzgar hızının küpü ve kullanılacak rüzgar türbininin rotor süpürme alanı ile doğru orantılıdır. Güç elde etmede önemli bir faktör olan rüzgarın hızı, yerden yükseldikçe logaritmik olarak artış göstermektedir. Bir yörede kurulacak rüzgar santralından elde edilebilecek güç, yalnızca kullanılan türbin sayısı ve türbin büyüklüğü ile sınırlanmakta ve doğal karakteri ile sınırsız bulunmaktadır. Türkiye, dünyada rüzgar enerjisinin kullanılmasına elverişli olan ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye’nin halen elektrik üreten 36 barajın 10 katı kadar rüzgar enerjisine sahip olduğu iddia edilmektedir. Dünyadaki gelişime paralel olarak 2020 yılında Türkiye’de tüketilmesi beklenen elektrik enerjisinin %10’unun rüzgardan karşılanması hedeflenmektedir. Buna göre 54 milyar kWh’lık elektrik enerjisini rüzgardan üretmek gerekir. Bunun için gerekli kurulu rüzgar gücü yaklaşık Türkiye’nin ekonomik rüzgar potansiyeline karşılık gelmektedir. Türkiye’de 50 metre yükseklikte rüzgarlı alanların rüzgar enerji potansiyeli bakımından düşük ve yüksek potansiyelli gibi yedi değişik sınıfa ayrılmaktadır.
Yenilenebilir bir enerji kaynağı olan rüzgar enerjisinin fosil ve diğer enerji kaynaklarına göre birçok üstünlükleri bulunmaktadır. Öncelikle rüzgar enerjisi yenilenebilir, temiz ve bedava olan bir enerji kaynağıdır. Dünya ve güneş durduğu sürece bu kaynağın tükenme ihtimali hiç bulunmamaktadır. Rüzgar enerjisinin kullanılması ile hava kirliliği problemi azalır ve fosil yakıtların sebep olduğu hava kirliliği rüzgar türbinleri için söz konusu değildir. Bu türbinler yakıt olarak rüzgarı kullandıkları için atmosfere zehirli gaz atıkları salmaz, küresel ısınmaya katkıda bulunmayarak iklim değişikliğine de sebep olmaz. Rüzgardan enerji elde edilirken yanma olmadığı için karbon emisyonu yoktur ve karbonla ilgili zararlı işlemlere de katkısı olmamaktadır. Elde edilmesi kolay olduğu için yakıt maliyeti yoktur. Her yerde bol veya yeteri kadar bulunduğu için yakıt ithalini ve ithalat bağımlılığını ortadan kaldırır. İstihdam ve bölgesel kalkınma sağlayarak işsizliğin azalmasına sebep olur. Ülkemizde rüzgar türbin ve kulelerini üreten firmanın olduğu düşünülürse, hem bu yapım için hem de yapım aşamasında, inşaat faaliyetleri yöredeki insanlara iş imkânları sağlar. Kırsal kesimlerde elektrik ağını geliştirir. Ayrıca kırsal kesimlere kurulan rüzgar türbinleri arazi için ödenen satın alma veya kira bedelleriyle yöredeki insanlara ciddi bir ekonomik katkı sağlayabilir. Yeryüzünde sürekli var olduğu, her zaman ve her yerde bulunduğu için enerji güvenliği sağlar. Rüzgar bedava estiği için yakıt fiyatının yükselme ve düşme riski yoktur. Kurulması fazla zaman almadığı için termik ve hidrolik güç santrallerine göre daha çabuk kurulur. Rüzgar çiftliklerinin söküm maliyetleri yoktur veya çok azdır. Çünkü sökülen türbinlerin hurda değeri söküm maliyetlerini karşılamaktadır. Bu çiftliklerin ömürlerini tamamlamasından sonra türbinlerin kullanıldığı alan eski haline kolayca getirilebilmektedir. Rüzgar santrali içinde veya etrafında tarım ve sanayi faaliyetleri yapılabildiği için arazi dostudur. Rüzgar çiftlikleri kuruldukları alanın sadece %1’lik bir bölümünü işgal ederler ve geri kalan kısımlar tarımsal faaliyetlerde rahatlıkla kullanılabilir.